31 Ocak 2013 Perşembe

Karnıbahar Graten

Karnıbahar kışın en güzel sebzelerinden biri bana göre.  Genelde salatasını yapıyorum.  Karnıbaharı ve havuçları buharda haşlayıp, üzerine zeytin yağ, limon gezdirip ince kıyılmış dereotu serpiyorum.

Ama bu sefer karnıbahar graten yaptım. 


Malzemeler:
1 orta boy karnıbahar 
2 adet havuç
1/2 çay bardağı zeytinyağ
3 yemek kaşığı un
2 1/2 bardak süt
1 yemek kaşığı kuru fesleğen
tuz
karabiber
rende kaşar
toz kırmızı biber




Yapılışı:

Karnıbahar ve havuçları buharda haşlayın.  

Beşameli için zeytin yağ ve unu karıştırdıktan sonra sütü ilave ederek muhallebi kıvamında pişirin.  Tuz kara biber ve fesleğeni ilave edip karıştırın.  Bu beşamelin bir kısmını haşlanmış karnıbahar ve havuçlarla iyice karıştırıp bu karışımı fırın tepsisine alın.  Kalan beşameli üzerine yayın.  En üste kaşarpeyniri rendesini yayın. Üzerine toz kırmızı biber serpip daha önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 15 dakika pişirin.  


Afiyet olsun.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Biraz Nostalji


Çocukken ilkokul kapılarında pamuk helva, leblebi unu, şambali gibi yiyecekler satılırdı. Sağlıklı olmadıkları için bunlardan alıp yemem yasaktı.  Ben de söz dinlerdim.  Pamuk helva, şambali ve benzeri yiyecekler tamam da leblebi unu niçin yapılırdı hiç anlamam. Çok keyifli bir atıştırmalık olmasa gerek!!!  Ama şunu itiraf etmeliyim ki pamuk helva ve şambali çok ilgimi çekerdi.  Ama almamak için öyle şartlanmıştım ki bu tür şeyler benim için yok sayılırdı.  Yıllar sonra şambali tarifi öğrendim.  Bazen yapıyorum.  Okul önünde satılanlara benziyor mu bilemem ama bence güzel oluyor.
Yapılması da çok kolay!!
                                                            
      

Malzemeler:
1 bardak şeker
1 bardak yoğurt
1 çay kaşığı kabartma tozu

Bu malzemeler iyice karıştırılır,

2 bardak irmik bu karışıma eklenir.Karıştırılıp bir fırın tepsisine yayılır. Üzerine badem (veya fındık) dizilir.  170 dereceye ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

Şurubu:
2 bardak su
1 1/2 bardak toz şeker
önceden kaynatılıp ılınmaya bırakılır.

Fırından çıkan tepsiye ılık şurup dökülür.  Üzeri örtülüp şurubu iyice çekmesi beklenir.
Ben bu tatlıyı portakallı yaptım.  Hamuruna portakal kabuğu rendesi koyup, şurubu için de 1 bardak su 1 bardak portakal suyu kullanıyorum.  Portakallı şambaliyi denemenizi öneririm.

Afiyet olsun.













29 Ocak 2013 Salı

Yulaf Ezmeli Sebzeli Çorba

Hava yine soğudu, tabi çorbasız olmaz.  Ben de eve gelir gelmez hemen bir kolay çorba yaptım.

Malzemeler:
1 adet orta boy soğan
1 adet patates
1 adet havuç
1 adet kereviz
1yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1/2 çay bardağı bulgur
1/2 çay bardağı kırmızı mercimek
1/2 çay bardağı yulaf ezmesi
kereviz dalı ve yaprakları (bunun yerine kuru nane de olur)
tuz
karabiber
5 bardak su. (İsteyen tabi et suyu da kullanır, ben sade suyu tercih ediyorum)
1-2 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı:
Yemekleri genelde düdüklüde yapıyorum.  Sebzeleri iri küpler şeklinde doğrayıp, bütün malzemeleri düdüklüye atıyorum.  Piştikten sonra el blenderi ile iyice homojen hale getiriyorum. Çorbamız hazır.


Üzerine kaşar peyniri rendesi, biraz nar ekşisi ve karabiber ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun.



28 Ocak 2013 Pazartesi

Kaz Dağları

Nisan 2012 de Kaz Dağlarına gitmiştik.  Daha önce birkaç kez Assos'a giderken Kaz Dağlarından geçmiştik,
ama dağda kalmak başka.  Malum bol oksijenli.  Önce Butik oteller kitabından biraz araştırma yaptım, nerede kalınır diye.
Televizyonda birkaç kez gezi ya da Tadı Damağımda gibi yemek programlarında izlediğim Taş Teras takılmıştı aklıma. Sadece ona takılıp kalmamak için internetten araştırmaya başladım.  Hem güzel, temiz, rahat bir yer olması hem de fiyatının uygun olması için epey araştırma yaptım  Öngen Country, Çetmihan otel, Manici Konağı gibi yerleri hep araştırdık.  Sonunda Erguvanlı Ev'i seçtik.  Yeşilyurt Köyünün merkezine çok yakın bir otel. İyi ki bu oteli seçmişiz.  Çok memnun kaldık.  Yan tarafı da bütün ormanlık bölge.  Tam istediğimiz gibi.  Kuş sesleri içinde olmak çok dinlendiriciydi. Bu ağaçların arasında yukarı doğru giden bir yürüme yolu var.  Orada sabah yürüyüşleri yaptık.  Bu yol aslında çok eski zamanlardan Romalılardan kalma bir yolmuş!!Zaten ad da Roma Yolu.


İşte kaldığımız otel.  Sabah kahvaltısının ne yazık ki resmini çekmemiştim.  Resimde görülen masada çeşitlerden yer kalmıyordu.  Her gün 4 çeşit reçel vardı.  Reçeller her gün değişik.  Ihlamur reçeli bile vardı.  Bu süper kahvaltıdan sonra çevre gezisine çıkıyorduk.  O merak ettiğim oteller, Taş Teras, Manici Konağı gibi hepsi de yakın çevrede, yürüme mesafesindeydi.  Yani hepsini de görme fırsatımız oldu.  Sadece Öngen Country epey yukarıda idi.  Yol dimdik ve dar, çıkarken bayağı endişelendim.  Aslında çok güzel bir tesis ama oradan iniş çıkış biraz yürek hoplatıcı.  Tesisten görünen manzara!!


























Burası Yeşilyurt Köy meydanındaki çay bahçesi.  
Çevredeki şelaleleri gezdik.  Zeus Altar'ına çıktık.  Zeus Altarı'ndan bütün körfezi görmek mümkün.  Ancak 3 gün kaldığımız Kaz dağlarında bir gün de epeydir gitmediğimiz Assos'a indik.  Orada birer kadeh şarap eşliğinde kabak çiçeği dolmalarımızı ve balıklarımızı yedikten sonra otelimize geri döndük.


İşte Assos sahili.

Dinlenmiş; moral ve bol oksijen depolamış olarak evimize döndük. Darısı başka gezilere........









27 Ocak 2013 Pazar

Tuzlu Atıştırmalık

Kolay tuzlu atıştırmalık için malzemeler:

Malzemeler:
1 1/2 su bardağı tam buğday unu
1 bardak beyaz un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı kekik ve kuru fesleğen
1 çay kaşığı tatlı toz kırmızı biber
1 çay kaşığı karabiber

1 adet yumurta
1/2 su bardağından biraz az zeytinyağ
1/2 çay bardağı soğuk su
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı acı biber salçası

Yapılışı:

Kuru malzemeleri bir kaseye koyup iyice karıştırın. Yumurta, yağ, su, ve salçaları robotta karıştırın.  Fazla çırpmaya gerek yok.  Üzerine kuru karışımı ekleyin.  Bir hamur topu yapın.  Üzerini örtüp yarım saat buz dolabında bekletin.

Bir fırın tepsisine yarım santim kadar kalınlıkta yayın.  İstediğiniz büyüklükte kareler halinde kesin. Üzerlerine çatal ile delikler açın.  Böylece hem daha iyi kabarıp pişer hem de görünüşü güzel olur.  Hamura zeytin veya rendelenmiş peynir de katabilirsiniz.  Ben bu sefer katmadım.

Daha önceden 170-180 dereceye ısıtılmış fırında 20-25 dakika kadar pişirin.

Şu anda fırında pişmekte çıkınca resmini ekleyeceğim.
Ve pişti,

Afiyet olsun.













26 Ocak 2013 Cumartesi

Sütlü İrmik Tatlısı

Bugün sabahtan dışarı çıktım.  Yapılacak çok iş vardı sonunda markete de uğrayıp eve geldim.  Aldıklarımı yerleştirirken bir tatlı olsa diye düşünmeye başladım.  Cankurtaran tatlı sütlü irmik tatlısını yapmaya karar verdim.

Malzemeler:

5 yemek kaşığı irmik.
1 paket vanilya
6 tatlı kaşığı toz şeker (ben oldukça az tatlı yapıyorum isteyen tabi daha fazla şeker koyabilir).
500 ml süt (bunu da light süt kullanıyorum)

Önce kuru malzemeleri koyup karıştırın sonra sütü ekleyip iyice karıştırdıktan sonra pişirin ve bir kalıba dökün.  Aslında buz dolabında en az 3-4 saat durması gerek ama genelde son anda yapınca pek o kadar bekleyemiyor.

Üzerini istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.  Ben bu sefer ayva reçeli, tarçın ve fındık ile süslemek istiyorum.
İşte az kalorili çabuk tatlımız hazır.


Afiyet olsun.





24 Ocak 2013 Perşembe

İstanbul'da Gezinti (devam)

Sergileri gezip döndüm.  Önce biraz goblen sergisinden bahsetmek istiyorum.

Bu sergi Yardım Sevenler Derneğinin düzenlemiş olduğu bir sergi.  Cihangir'deki otoparkın üst katında, mavi kattaki sergi salonunda sergileniyor. Goblen ile ilgili bir tarihçe yazmışlar.

Bu yazının küçük bir özeti:

Goblen geleneksel anlamda iğne veya bobinle tezgahta elle dokunmuş kumaşa verilen isim, daha sonra bu kumaş üzerine istenilen desen veya figürlerin çeşitli renkteki yün ipliklerle işlenmesi olarak anlatılıyor. Goblen kumaşının en eski örnekleri MÖ 1500 yılında Mısır'da yapıldığı ortaya çıkarılmış. 8. yy'a kadar batı dünyasında goblen unutulmuş.  11. yy'da Avrupa'da tekrar goblen üretimi yaygınlaşmış.  1277 yılında Paris'te ilk fabrika kurulmuş.  Günümüzde modern dokuma fabrikalarında dokunan goblen, 15. yy!da olduğu gibi yün iple işlenmektedir.

Bir ara ben de işlemiştim.  Tekrar goblen işleme arzusu uyandı içimde !!!!!

Sergiden bazı örnekler....







Çok güzeller bence.  İstanbul'da iseniz ve yolunuz düşerse gezmenizi öneririm.  28 Ocak son gün.

Sonra oradan çıkıp İstanbul Modern'e gittik. Giriş katı güzel tabloların bulunduğu kat. Nuri İyem'in ve yeni kaybettiğimiz Burhan Doğançay'ın da eserlerinin yer aldığı bu katta epey zaman geçirdik. Fransa ve Türkiye'den Manzaralar sergisi alt katta idi.  Bana pek hitap etmedi.  Bu yazımı okuyan ve bu sergiyi gezmiş olan varsa yorumlarını beklerim!!! Aslında yine de insana yeni ufuklar açmakta.

İstanbul Modern'in balkonundan....


İstanbul'da Gezinti

Dün sabah yağmurla uyanmıştık.  Sonradan güneş yüzünü gösterince çıkıp biraz yürüyüş yapalım dedik.  Bunun için de en temiz havalı yer olarak sahile indik.

Ama hem rüzgar hem de dalgalar pek izin vermedi.  Böylece sahil yürüyüşümüz başlamadan bitmiş oldu.  İşin içinde dalgalardan ıslanmak ta var.  Biraz market yapıp eve döndük.  Eve dönerken aldığımız kandil simitleri ve çay eşliğinde gününde izleyemediğimiz dizimizi izledik.

Bugün programımızda sergi gezmek var.  Bir tanıdığımızın da katıldığı Cihangir Kültür Merkezindeki Goblen Sergisine gideceğiz. Sonra da İstanbul Modern'deki Fransa ve Türkiye'den Manzaralar sergisine gitmeyi planlıyoruz.  Bunun için harekete geçmem gerek.  Dönüşte gördüklerimi sizlerle paylaşacağım.

Herkese güzel günler diliyorum.









Nar Salatası

Daha önce kısaca bahsetmiştim nar salatasından.

Yılbaşı gecesi için yaptım.........
Malzemeler:

Nar .................................2 adet
Kuru soğan.......................1 orta boy
Maydanoz.........................yarım demet
Zeytin Yağı........................2 yemek kaşığı
Tuz
Karabiber

Yapılışı:
Soğanı küçük küp halinde doğrayın.  Maydanozu ince kıyın.  Narı da ayıkladıktan sonra, zeytin yağını ve istediğiniz kadar tuz ve karabiberi ekleyin. Hepsini karıştırın.  Üzerini maydanoz ile süsleyin.
Dereotu ile de yapılabilir ama maydanoz daha çok yakışıyor.

Afiyet olsun.







21 Ocak 2013 Pazartesi

Zeytinyağlı Fesleğenli Yeşil Mercimek


Yeşil mercimek bizim evde çok sevilir.  Bu değişik şeklini geçen gün misafirlerime de yaptım, çok beğenildi. Sizinle de paylaşmak istedim.
Yeşil mercimeği bir de böyle deneyin.............


Malzemeler:

1 1/2 su bardağı yeşil mercimek.
1 orta boy kuru soğan (küp kesilmiş)
1-2 diş sarımsak (ezilmiş)
1 yemek kaşığı domates salçası
1/2 yemek kaşığı biber salçası
2-3 yemek kaşığı zeytin yağ
1 yemek kaşığı kuru fesleğen
tuz
karabiber.
3-4 dal taze fesleğen (ince kıyılmış)

Yapılışı:

Tencereye zeytinyağ, küp kesilmiş soğan, ezilmiş sarımsak, domates ve biber salçasını koyup iyice karıştırın.  Daha önceden tuzlu soğuk suda ve sonra süzülüp bir süre de sıcak suda bekletilen yeşil mercimekleri iyice süzüp tencereye ilave edin.  Tuz, karabiber ve kuru fesleğeni de ekleyip üzerine yeteri kadar suyunu koyup pişirin.  Piştikten sonra tencereden tabağa almadan, ince kıyılmış taze fesleğeni ilave edip karıştırıp çok kısa bir süre daha kaynatıp tabağa alın.  Üzerine daha sıcakken bir-iki yemek kaşığı zeytinyağ gezdirirseniz daha lezzetli olur.  Soğuduktan sonra üstünü taze fesleğen yaprağı ile süsleyin.

Afiyet olsun.


20 Ocak 2013 Pazar

Un Kurabiyesi

Bugün un kurabiyesi yapıyorum.

Aslında çok basit yapımı, sadece hamurun kıvamını iyi tutturmak gerek.

Malzemeler:

190 gr tereyağ (bir kısmı zeytin yağ koyulabilir)
325 gr un  (6 1/2 kahve fincanı)
75 gr pudra şekeri  ( 1 1/2 kahve fincanı)

üstüne kullanmak için de 2 kahve fincanı kadar pudra şekeri.

Bir kaba erimemiş ama yumuşamış tereyağ ve pudra şekerini koyup karıştırın sonra unu da ekleyerek iyice yoğurun. Hamur çok yumuşak olmamalı.  Çok sert de olmamalı.  

Sonra bu hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp top gibi yuvarlayarak yağlanmış fırın tepsisine ( ya da yağlı kağıt koyulmuş) aralıklı dizin.  Tepsiyi, daha önceden orta ısıda (170-180) ısıtılmış fırına koyup ısıyı yarıya (yaklaşık 100 dereceye) indirin.  Bu şekilde 25-30 dakika pişirin.  Üstlerinin sararmamasına dikkat etmek gerekir.  Fırından alınca bir kaba koyulmuş 2 kahve fincanı pudra şekerine bulayarak bir tabağa dizin. Soğumaya bırakın.

Un kurabiyeniz hazır.

Afiyet olsun.

Bir vakitler çok yapardım.  Uzun zamandır yapmıyorum, biraz nostalji olsun dedim.  Epey muzır bir kurabiye ama arada bir fark etmez.............




19 Ocak 2013 Cumartesi

Konser

17 Ocak Perşembe akşamı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasının (BİFO) konserindeydik.  Bu seferki şef Gürer Aykal'dı.  Daha önce hep Gürer Aykal şeflik yapıyordu.  Ama son birkaç yıldır Sascha Goetzel isminde Avusturya'lı bir şef orkestrayı idare ediyor. Gürer Aykal Onursal Şef olarak bazı konserlere geliyor ve onu görmekten mutlu oluyoruz.

İlk eser Zeynep Gedizlioğlu isminde genç bir sanatçının bestesiydi. Bestenin adı " Kayıp Sessizliğin Anısına Rağmen" ve bu eser Borusan Kültür Sanat tarafından sipariş edilmiş.  Besteci çok zarif genç bir hanımdı. Daha nice bestelere diyorum.

Sonra iki piyanist kardeşleri dinledik.  Katia ve Marielle Labéque kardeşler.  Çok neşeli iki hanım.  Konser kitapçığında sahnede çok enerjik oldukları yazılıydı, gerçekten de çok enerji dolular.  Piyano çalarken büyük keyif aldıkları izleyiciye yansıyor. Aradan sonra ise Çaykovski'nin 3. senfonisini dinledik.

Tabi bir konser günü klasiği olarak evde hızlı bir şeyler atıştırıp, saat 20:00 deki konsere 17:30 da evden çıktık!!  Köprü bu malum, bize neler sunacağı belli olmaz.  Sanki yolculuğa çıkar gibi birer şişe suyumuzu alıp yola koyuluyoruz. Tabi oraya gittiğimizde önce park sorunu yaşanıyor,  sonra salona doğru yürüyüş. Otopark ile konser salonu epey mesafeli.  Soğuk havada üşüyerek yürürken yol üstündeki kestanecilerin kokusu insanı ısıtıyor.  Mis gibi kestane kokusu eşliğinde salona ulaştığımızda tabi ki acıkmış olarak birer tavuklu sandviç ve çay alıyoruz.  Sonra konser saatini beklerken tanıdık yüzlere merhaba deyip sohbet ediyoruz.  Bifo abonesi olarak senelik bilet alındığından salonun çoğunluğu tanıdık yüzler oluyor.  Genelde konserler ayda bir ya da bazen iki oluyor. Bu ay artık bitti, darısı Şubat ayındaki konserin başına.......

16 Ocak 2013 Çarşamba

Şirince

Kasım başı Kuşadası'na gitmiştik.  Yıllar oldu Kuşadası'na gitmeyeli.  Gerek yürüyüş açısından gerekse sahil boyunca sıralanmış kafe ve pastaneleri ile çok keyifli bir yer olmuş.  Marina da mağazaları ve kafeleri ile güzel bir hareket katmış.  Bir iş nedeni ile gittiğimiz Kuşadası'ndan öğle saatlerinde ayrıldık.  Kasım başı olmasına rağmen hava harikaydı.

Dönüşe geçtiğimizde Şirince tabelasını gördük.  Kıyamet senaryolarında adı çok fazla geçen bir yer olduğundan bir görelim dedik. Gerçekten adı gibi şirin bir dağ köyü.

Benim gibi resim çeken bir kişi de kamerama takılmış.


Bu bina köye hemen girişte solda yer alıyor.  Eskiden kalma bir okulmuş.  Şimdi bahçesi ve alt katı restoran olarak kullanılıyor.  Giriş ise müze olarak düzenlenmiş.

Okulun içinden bir görüntü.


Bu da okulun bahçesinden bir görüntü.  Burada oturmak çok keyifliydi. Şirince bir şarap köyü.  Nereye baksanız şarap satılıyor.  Tabi üzüm şarabı olduğu gibi çok değişik meyve şarapları da var.  Kavun, vişne, ayva gibi değişik şarapları var.


Bahçede fıçı şeklindeki şarap satış yeri.  Öndeki tezgahta cam işleri satılıyor.
Bir anne ile oğlu orada yapıp satıyorlar.  Küçük sarımsak, biber, domates, patlıcan, havuç gibi küçük süsler yapıp onu bir ipe dizmişler,  bereket süsü diye satılıyor. Çok beğendim, şimdi mutfağımı süslemekte.


Okulun bahçesinde oturup bir şeyler atıştırdıktan sonra birer az şekerli kahve yudumlayıp yola koyulduk.


Daha fazla zaman geçirmek isterdik orada ama Bandırmadan feribot saatine yetişmek istiyorduk. Şirince'ye hoşça kal deyip yolumuza devam ettik.

Şirince gerçekten de adı gibi şirin bir yer.  Yolunuz düşerse bir uğrayın derim.





14 Ocak 2013 Pazartesi

Ekmek


Merhabalar,

Sabah ilk iş olarak ekmek makinesini çalıştırmıştım.  Tabi mis kokulu ekmeğim de çıktı. Genellikle Ruşeym katkılı un ile tam buğday ununu eşit oranda karıştırıp yapıyorum.  Bazen içine baharat katıyorum, bu sefer kekik kattım.


Ekmek makinesini ilk aldığım gün büyük bir merakla hemen ekmek yapımına geçmiştim. Üstündeki penceresinden tüm aşamaları izlemek çok keyifli oluyor.  Yaklaşık 4 yıldır evde yapıyorum .  Bazen tek çeşit un bazen karışım kullanıyorum. Bir karış yüksekliğinde bir ekmek oluyor.
Aslında biz sadece sabah kahvaltıda ekmek yiyen bir aileyiz.  Bu nedenle önce ortadan kesiyorum, dilimler çok büyük olmasın diye, sonra dilimliyorum.  Buzdolabı poşetlerine koyup deep freeze'e yerleştiriyorum.  Bu şekilde hiç bayatlamıyor.  Yaptığım bir ekmek bize yaklaşık bir hafta gidiyor böylece.

Evde ekmek yapımı keyifli oluyor, tavsiye ederim.









Kolesterolsüz Elmalı Kek

Günaydın,

Bu sabah çok erken kalktım.  Önce ekmek makinesine ekmek koydum.  Birazdan ev fırın gibi kokmaya başlayacak.

Pazar sabahları kek yapmayı yıllardır adet edindim.  Tabi arada olmadığı zamanlar da oluyor, ama genellikle pazar kekim hazır olur kahvaltıya.  Ama dün sabah bunu başaramadım.  Tam hazırlık yaparken elektrikler kesildi!!!  Bir saat kadar yoktu sonra geldi ama bir süre sonra tekrar kesildi.  Hadi elde bir şekilde karıştırmış olsam fırın elektrikli yine olmayacak, tabi vazgeçtim.

Gençliğimden beri yaptığım 4 yumurtalı kek tarifim vardı.  Ama sağlık nedeni ile katı yağdan ve yumurtadan, yani sarısından biraz uzak durmamız gerekiyordu.  Sadece beyazını kullanarak kek yapmaya çalıştım, önceleri biraz lastik gibi oldu ama sonunda güzel kek yapmayı başarabildim.  Sadece birinin sarısını ekleyerek.

Bugün elmalı tarçınlı kek yapıyorum.

Malzemeler:
Toz şeker.............120 gr (bir su bardağından biraz az)
Yumurta................4 adet (1 tam yumurta diğer 3 tanesinin sadece beyazı)
Vanilya .................1 paket
Un ........................120 gr (bir su bardağından biraz fazla- bunun yarısını beyaz un yarısını tam buğday unu  
                                         olarak koyuyorum)
Kabartma tozu.........yarım paket
Limon suyu..............yarım limon
Zeytin yağ...............2-3 yemek kaşığı
Elma .......................2 adet (rendelenmiş)
Ceviz.......................bir çay bardağı toz halinde
Kakao.....................tepeleme bir yemek kaşığı
Tarçın......................tepeleme bir tatlı kaşığı

Yapılışı:
Toz şeker yumurta ve vanilyayı birlikte çırpın.   Beyaz un, kakao, tarçın ve kabartma tozunu birlikte eleyin. Tam buğday ununu da ekleyin.  Bu kuru malzeme karışımını çırptığınız karışıma ilave edip,  sadece hepsi karışacak kadar karıştırın fazla çırpmayın. Limon suyunu ve zeytin yağını da ekleyerek kısaca karıştırın.  En sonunda elma ve cevizi de ekleyip, karıştırıp kalıba dökün.
Daha önceden 170 dereceye ısıtılmış fırında 30-35 dakika pişirin. Ben genelde kekleri borcamda pişirdiğim için, keki kalıptan çıkartmıyorum.   İstenirse soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpilebilir.  Ama ben koymamayı tercih ediyorum.

Limon yerine portakal suyu ve portakal kabuğu rendesi de koyulabilir.  Bu sefer ben limonlu yaptım.
Şu anda fırında pişmekte.  Umarım iyi olur!!........

Ve fırından çıktı..........




Afiyet olsun......................


10 Ocak 2013 Perşembe

Pratik fikirler

Merhabalar,

Çalışan hanımlar olarak muhakkak bazı pratik fikirler geliştiriyoruz.  Bazı yaptıklarımı paylaşmak istedim.

Zamanımın olduğu bir gün bir kaba kuru fasulye bir kaba da nohut ıslatıyorum.  Bir gece malum öyle bekliyorlar.  Ertesi gün ikisini da ayrı ayrı haşlıyorum.  Sularını iyice süzdükten sonra onları küçük kaplara bölüp üstlerini kapatıp deep freeze'e atıyorum.  Bunları çok çeşitli kullanmak mümkün. El altında hazır bir çeşit bulunmuş oluyor.
  • nohutlu pilav
  • piyaz
  • değişik malzemeler ile karıştırarak farklı salatalar
  • tavuk pişirirken
  • hatta aşure yapımı için  bile iki malzeme hazır olmuş oluyor.
Bir de piliç diyet göğüs haşlayıp deepfreeze'e koyuyorum.  Göğüsler haşlandıktan ve soğuduktan sonra, ince dilimler halinde kesiyorum ve bir öğünlük yetecek kadar tabaklara dilimleri dizerek üstlerini kapatıp deep-freeze'e yerleştiriyorum.  Akşam işten döndüğümde, ya da evde başka bir malzeme yoksa hemen donmuş  tavuk dilimlerinden bir tabak  çıkartarak değişik tatta bir yemek 10 dakika içinde hazır oluyor. 



9 Ocak 2013 Çarşamba

Kar.....

Günaydın,

Tüm Türkiye kar altında. İstanbul'da trafik felç olsa da yine de etrafın beyazlığı çok güzel.  Tek hoş olmayan erimeye başladığında her tarafın çamur ve su deryası olması.  Ama ne demişler her güzelin bir kusuru vardır.

SADECE, ZİNCİR YA DA KAR LASTİĞİ ( KIŞ LASTİĞİ ) OLMAYANLAR, SİZE SESLENİYORUM, LÜTFEN TRAFİĞE ÇIKMAYIN BÖYLE GÜNLERDE.........

Trafik felç olmakla kalmıyor bir de üzücü sonuçlar ortaya çıkıyor.  Önlemenin ya da en aza indirmenin tek yolu tedbirli olmak.  

Kar manzarası yine de çok güzel.




Birazdan dışarı çıkacağım. Daha çok kar resmi çekmek istiyorum....



7 Ocak 2013 Pazartesi

Sinema

Soğuk bir gün, sabah erken saatte biraz kar yağdı,  ama öğleden sonra kar yağışı artacakmış.  Bu soğuk havada sinemaya gitmeye karar verdik.  Umut Işığım adlı filmi dün kızım görmüştü.  Çok güzel olduğunu söyledi.  Biz de eşimle bugün ona gitmeye karar verdik.  Filmi gördükten sonra film hakkındaki görüşlerimi ekleyeceğim.

Uzun zamandır sinemaya gitmiyordum.  Güzel bir değişiklik olacak bizim için.  Şimdi sinemaya gitmek için hareket zamanı.........

Ve Sinemadan döndük..

Umut Işığım gerçekten güzel bir filmdi. Bradley Cooper çok başarılıydı.  Aile dayanışmasının güzel işlendiği bir film. Film eleştirmenleri pek fazla beğenmemiş olsalar da biz beğendik.  Önemli olan da seyreden kişinin kendi görüşü bence.
Öğle zamanı gittiğimiz için salon çok boş ve rahattı.  Tabi bir sinema klasiği olarak kahvelerimizi de aldık.  Film izlerken kahvelerimizi yudumlamak keyifli oluyor.

Bu filmi görmeye gidenlere iyi seyirler...........



5 Ocak 2013 Cumartesi

Okuma Zamanı

Kitap okumayı seviyorum....

Bir Ayşe Kulin tutkunu olarak yıllarca bütün kitaplarını keyifle okumuştum.  Ta ki Gizli Anların Yolcusu'nu kitapçılarda görünceye kadar.  Yeni kitabı çıkmış diye hevesle aldım ama biraz hayal kırıklığına uğradım açıkçası...O yetmiyormuş gibi bir de Bora'nın Kitabı adlı romanını da aldım.  O da bir öncekinin tekrarı gibi bir şeydi.  Aslında neden bu kitapları yazdığını açıklayan bir konuşmasını dinlemiştim.  Hep aynı tarzda yazmak yerine biraz değişiklik yapmak istemiş.  Belki o da haklıdır.  İnsanın kendisini biraz yenilemesi gerekir.  Ama sevgili Ayşe Kulin ben yine de eski tarz romanlarını bekliyorum!!!!!!!!

Bir de kafa dağıtmak için Debbie Macomber kitaplarını okumaya merak saldım. Yün örmeyi de çok seven bir kişi olarak beni oldukça etkiledi.  Ama sürekli okunmuyor. Birkaç değişik kitap okuduktan sonra iyi geliyor.

Şimdi Yaşar Kemal okuyorum, bitince biraz tarihi kitap okuma niyetindeyim.

Blogumu okuyanlara sesleniyorum, değişik kitap önerilerinizi beklerim......................




2 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni Yıl



 (Geçen yıldan bir görüntü)

Yılbaşı geldi geliyor derken yeni senenin iki günü geçti bile.  Bu sene tüm dünyaya, tüm insanlara güzellikler getirsin.

Yılbaşı gecesini  ailece evde geçirdik.  Televizyon izleyerek.  Aslında çocukken yılbaşının anlamı çok daha büyüktü.  Gece 12'ye kadar oturmak büyük bir olaydı!  Tabi benim çocukluğumda televizyon olmadığından radyo dinleyip oyun oynayarak geçerdi gece.  Özellikle rulet oynamak çok eğlenceli olurdu. Bahçemizde kocaman bir çam ağacı vardı.  Oradan aşağı sarkmış küçük birkaç dal kesilip bir abajurun etrafına bağlanarak çam ağacı oluşturulurdu.  Bir önceki yılbaşından sonra kutusuna kaldırılmış renk renk ve değişik biçimdeki yılbaşı süsü toplar kutularından çıkartılıp çam dallarına takılırdı.  Küçük pamuk parçaları da kar yağmış havasında çamın üzerine serpiştirilirdi.  Tabi soba üzerinde pişen kestaneleri de unutmamak gerek!!.

Oysa şimdi öyle mi?  Bir bakıyorsun saat 12 olmuş bile......Ama bu zamanın da çok güzellikleri var.  Mağazaların ve sokakların süslerine bayılıyorum.  Her taraf ışıl ışıl.  Çok farklı bir yıl olacakmış gibi bir his geliyor insana. Umarım bütün kötülükler herkes için geride kalır.  Çok zor gibi gözükse de tüm Dünya'da savaş olayları biter.  Dünya'mız çok güzel, neden huzurumuzu kaçırırız ki? Herkes kendi hakkından fazlasını istemese, çevresine ve doğaya daha saygılı davransa, kimse başkasının huzurunu kaçırmasa............Keşkeler o kadar çok ki...........................!!!!!!!

Umarım bu sene bütün dileklerim hem ailem hem de ülkem için gerçek olur.  Kim bilir.........Umutla ve merakla bekliyorum....