25 Mayıs 2016 Çarşamba

Adana Gezisi

Daha önce birkaç kez gittiğimiz Adana'ya bu sefer farklı bir ziyaret gerçekleştirdik.  Arkadaşlarımızın kızı evleniyordu. İzmit'teki nişan ve kına törenlerinden sonra Adana'da yapılan düğün ile mutlu sona ulaşıldı.  Bizler de bu vesile ile bir kez daha Adana'ya gitme şansını elde ettik.  Yeni evlilere ömür boyu mutluluklar diliyoruz.


Adana'ya gidip hemen otele çantaları bıraktıktan sonra, daha önceden bize önerilmiş olan 5 Ocak kebap'çısına gittik.



Tabi Adana'ya gidince diyet filan kalmadı.  Adana kebaplara, humuslara yumulduk.

Kısa zamanda Adana'da görebildiklerimiz....

Tarihi gar.


Gece görünüşü


Kültür Merkezi


Tarihi Taş köprü


Köprü başında tarihçesini anlatan yazı
 
Baraj gölüne muhakkak gidilmeli ve tepedeki Onbaşılar'da kebap yenmeli. Çok eski bir kuruluş.
Daha önce orası bir köşkmüş, sonra sahipleri restorana çevirmiş.  Çok da iyi yapmış bence.






Tepeden göle bakış

Baraj yolu boyunca bicibici büfeleri var.  Adana tatlısı. Beğenip beğenmemek size kalmış.  Ama denenmeli diyorum. 


Bicibici

Saat kulesi
Çarşı içinde bir büyük saat var. Pazar günleri sokaklrında kahvaltı sofraları kuruluyor.  Bir de yol boyunca kazancılar, şalvarcılar, gümüşçüler var.  ARTJOPHIEL ise hem gümüş hem de el sanatları satan bir dükkan.  Tabi ziyaret etmeden olmaz.  Çok güzel ürünler var.  Oralara yolunuz düştüğünde mutlaka gidilmesi gereken bir dükkan.  Sahibi çok hoş bir hanım. Daha dükkana adımınızı atar atmaz "kahveler nasıl olsun?" sorusu ile karşılanıyorsunuz.




Dönüş ise biraz keyifsiz oldu.  Önce hava alanında 1,5 saat rötar yapan uçağımızı bekledik. Uçağımız gelince hemen bindirildik ve kalktık.  Ancak iniş için bizden önce inecek 7 uçağı havada beklemek gerekti. İstanbul üzeri epey bir turladıktan sonra gece
geç saatte İstanbul'a vasıl olduk.


Hava alanında beklerken gökyüzü.....


Baraj Gölüne başka bir bakış

Yine de Adana gezimizden çok mutlu döndük.














3 Mayıs 2016 Salı

Kelebek Sergisi

Dün uzun zamandır gitmediğimiz. İstinye Park alışveriş merkezine gittik eşimle.  Ortadaki meydanda kelebek sergisini gördüm.



Çok değişik kelebekler vardı.  Bazılarının resimlerini çekmeden edemedim.
Dünyanın birçok yerinden toplanan yüzlerce kelebek.  Büyük, küçük, tek renk ya da çok renkli kelebekler camların içine sıralanmışlar. Evet bunları canlı halde doğada görmek tabi ki mümkün değil.  Dünyanın dört bir yanındaki ormanlarda yaşayan kelebekler....Bu sergiler olmasa onları ancak resimlerde görebiliriz.





Ben aslında kelebek koleksiyonlarına hem kelebeklerin güzellikleri nedeniyle hayranlıkla bakarım, hem de çok üzülürüm. Bildiğim kadarıyla kelebekler canlı olarak yakalanıp o camekanların içine hemen çivilenmekteler. Bu olayı düşündüğümde onları üzülerek seyrederim.


Yıllar önce kızımla Houston'a gitmiştik.  Orada bir doğa müzesi vardı.  Bu çeşit çeşit kelebekleri çok büyük bir kafes içinde canlı olarak sergilemekteydiler.  İnsanların içine girip dolaşabileceği, kelebeklerin uçuşup konabileceği büyük ağaçların bulunduğu kocaman bir kafes. Kelebekler hür bir şekilde uçabiliyorlardı, kendi ormanlarında yaşadıkları gibi.  İrili ufaklı yüzlerce kelebek.  Bir kısmının ömrü çok kısa ama bazıları epey yaşayabiliyorlar. Kuşlar gibi göçmen kelebekler de var ve aylarca yaşayabiliyorlar.  Onları koleksiyon yapmak için öldürmek hiç hoş gelmiyor bana.  Yazık onlar da birer canlı.






Ama bir yandan da bilim adamlarının onları incelemeleri ve değişik tür ve cinsleri ortaya çıkartabilmeleri için de gerekli.

O camekanlara giren kelebekler diğer hemcinsleri gibi şanslı değiller ne yazık ki.  Kader işte........







1 Mayıs 2016 Pazar

Mor Salkım Festivali ve İmza Günü

Dün (30 Nisan 2016) çok farklı bir gündü.  48 yıl önce mezun olduğumuz okulda MOR SALKIM FESTİVALİ düzenlendi.




Bu yıl ilki yapılan festivalin, benim için daha farklı bir anlamı vardı. Sevgili sınıf arkadaşım Sevsen Aslantepe'nin yeni çıkan kitabının imza günüydü.  Kendisini gönülden kutluyorum.  Çok güzel bir öykü kitabı. Kitabı bugün okumaya başlayacağım.  Bitirdiğimde görüşlerimi paylaşacağım sizlerle. Ama daha okumadan kapağı, rengi insanı çekiyor. Blog yazımı biran evvel bitirip başlamak istiyorum.  8 Mayıs 'ta da Kadıköy Barış Manço kültür merkezinde 12-14 arası imza günü var.





Başka yazarlarımız da vardı. Zeynep Kocasinan da kitaplarını imzalıyordu. Okunacak kitaplarım bitince sırada onun kitapları olacak.



Çok renkli bir festivaldi. Otizm Vakfı, ÇYDD gibi birçok Sosyal Sorumluluk  kuruluşunun  yanı sıra takıdan süs eşyasına, kırtasiyeden organik ürünlere kadar değişik masalar kurulmuştu.  Bugüne özel mor salkım reçeli hazırlamışlar.  Bir de yeni salkım dikimi yapıldı bahçedeki çeşme başına. Seneye bakalım ne kadar büyüyecek?



Gençlerimiz Hintlilerin yaptığı geçici dövmelerle süslendiler.

İnsan okuluna gidince sanki aradan onca yıl geçmemiş gibi hissediyor.  Umarım daha nice yıllar orada buluşuruz sevgili arkadaşlarımla.  Sevgiyle kalın, kitapsız kalmayın.